Volkan maçında başında sakatlanmasa, Cüneyt Çakır Kuyt'a yapılan harekete faulü çalsa şu an farklı şeyler konuşuyor olurduk. Ama bunlar asla bu maçın bahanesi olmamalı, Fenerbahçe dün maçı kazanma isteği ve taktik disiplini olmayan bir oyun ortaya koydu, bireysel olarak istekli oyuncuların çabaları golleri getirse bile genel şablonun galibiyeti getirmiyeceği belliydi.
Fenerbahçeyi taktiksel ve biraysel olarak ayrı ayrı değerlendirecek olursak,
Taktiksel olarak:
Galatasaray'ın pres gücü yüksek forvetleri defansla orta saha arasına girerek bütün pas trafiğini kitledi. daha geçen haftanın başından Umut-Elmander ikilisi oynayacağı belliydi ve bu ikilinin en büyük özelliğininde pres yapmak olduğunu bilmeyen yok. Fakat bu sorun karşısında hiç önlem alınmadığı ilk dakikadan ortaya çıktı, defans oyuncuları pres karşısında ne yapacaklarını şaşırdı ki daha maçnda başında Bekir'in pas hatasından Galatasaray golü buluyordu.
Orta saha yokları oynadı üst üste pas yapamadığı gibi defansa da yardım etmedi ve transferin şart olduğu adeta gözümüze soktu. Yönetimin hala transferi kapattık demesi şaka gibi. Bu orta saha ile sezonu bitirmek deli cesareti ister.
Takımın hücum hattı geleceğe yönelik iyi sinyaller verse de taktik yüzünden etkili olamadı. Alex rakip defans içinde erirken doğal olarak Kuyt topla buluşamadı. Aykut Kocaman, Kuyt'ın sürekli rakip defansın içinde ayakta kalabilmesini iyi okuyamadı, halbuki Sow'u daha erken oyuna alsa veya maça Sow ile başlasaydı, Kuyt Sow ikilisi Semih Dany ikilisine çok rahat üstünlük kurabilirdi, bu durumda da Fenerbahçe uzun toplarla bile rakibi tehdit edebilirdi ama bu hamle 90'da gelince hiçbir işe yaramadı.
Bireysel olarak bakacak olursak:
Volkan: daha maçında başında sakatlandığı için hakkında bişey söylemek zor.
Mert: daha maça ısınamadan hatalı bir çıkış ile gol yedi, golün baskısıyla da 1-2 pozisyonda üst üste hatalar yaptı. Mert ilk defa bana kalede güven vermedi, Volkan sakatlanmasaydı ilk 2 golü yemezdik.
Orhan Şam: Geçen sene görev aldığı maçlarda defansif yönü kuvvetli gözüktüğünden beğenmiştim, fakat eksik tekniği pres altında çok göze battı, hücuma çıkmaya çalışırken de sürekli arkasında boşluklar verdi.
Bekir: Tek hamlede başarılı bir stoper fakat topla oynama özelliği olmaması takımı zor durumda bırakıyor, pres yedikçe saçmaladı ne yapacağını şaşırdı, yanında sürekli arkasını kollayacak sıkıştığında gelip ayağından topu alacak bir oyuncuya ihtiyaç duyuyor sürekli olarak, bu tip yardım gelmeyince de hataları iyice göz önüne çıktı.
Egemen: Baskıya rağmen savunmada çok fazla bocalamadı, pas konusunda da Bekir kadar sıkıntı yaşamadı. Yanına Yobo monte edildiğinde Lugano'yu aratmayacağının sinyallerini verdi.
Hasan Ali Kaldırım: Maçın genelinde fena bir oyun ortaya koymadı, önündeki ve yanındaki oyuncular ile uyumu arttıkça daha da iyi olacağının sinyalini verdi. Galatasaray'ın sağ kanattan etkili olamamasında büyük pay sahibiydi.
Mehmet Topal: Orta saha da hiç bir varlık gösteremedi, defansif anlamda bişeyler yapmaya çalıştı fakat kısıtlı olan oyun kurma yeteneği pres altında yok oldu ve orta sahanın hakimiyetinin Galatasaray'da olmasının en büyük sebeplerinden biri oldu.
Cristian: Bazen haksız eleştirildiğini düşünsem de dün rezalet bir oyun sergiledi, defansif olarak varlık gösteremezken, takım hücuma çıkarken de sürekli rakip oyuncuların arasında markajda kaldı, topu almak için ekstra çapa sarf etmeyince de takımın direncini düşürdü.
Caner: Maç boyunca birşeyler yapmaya çalıştı, çabaladı ama yapamadı. Son dakikadaki gereksiz hareketi yapıp penaltıya sebep olmasaydı belki kötünün iyisi olarak nitelendirilebilirdi, fakat son derece saçma sapan bir hareketle rakip 10 kişiyken maçı rakibe hediye etti adeta.
Mehmet Topuz: Sağ kanatta yine boş çabaladı, o bölgenin oyuncusu değil fakat yine de azimli gözüktü. Maçın son bölümünde orta sahanın merkezinde oynadı, o bölgeye alıştığında verim alınabileceğini gösterdi.
Alex: Arkasından destek gelmeyince doğal olarak maç içinde çok gözükmedi, her zamanki sert kavisli orta şeklindeki frikiği baraja çarpınca gol oldu.
Kuyt: Nokta transfer olduğunu gösterdi, yaşına rağmen ikili mücadelelerde rakip defansı zorladı, pres yaptı, koştu çırpındı, saçma sapan bir karambolde de golünü attı. Takımın hücumda çoğalabilmesinin tek başına sağladı.
Milos Krasiç: Takımı hiç tanımadan maça çıktığını ve çok az süre alabildiğini düşünürsek fena oynamadı, topu saklamayı başarabilen ve etkili orta açabilen bir oyuncu olduğunu gösterdi. Forvet arkasına kayıp Alex'in sağa kaymasına sebep oldu bu şekilde hücumda takımın varyasyon denemesine de imkan verdi. Daha net bir analiz için 1-2 hafta daha geçmesi lazım.
Sow: Maçın son dakikasında oyuna girdi, tek pozisyona girdi onda da rakip defansı gayet zorladı. Daha erken oyuna girseydi dengeleri değiştirebilirdi belkide.
Genel olarak bakacak olursak; bir orta saha transferi ve yeni gelen oyuncuların adaptasyonu atlatması ile kadro gayet güzel şekillenmiş olacaktır. Fakat asıl sorun Aykut Kocaman'nın kafasında bitmekte, takımı böyle defansif korkak oynatacaksa kim oynarsa oynasın performans beklemek hayal, Aykut Hoca oyunu rakip sahaya yıkıp sürekli gol arayan bir Fenerbahçe düşlemediği sürece Fenerbahçe kimseyi tatmin etmeyecektir.